24 Şubat 2016

ADA SANAT Galerisi - BUKET GÜRELİ - Arka Bahçe



BUKET GÜRELİ

Arka Bahçe

25 Şubat - 13 Mart 2016

basın bülteni

Buket Güreli’nin 4. kişisel sergisi ‘’Arka Bahçe’’ 25 şubat 2016, perşembe günü Adasanat’ ta açılıyor. Tuval ve kağıt
üzerine yine kağıt malzeme kullanarak yaptığı 32 adet resmin yer alacağı sergide Emre Zeytinoğlu’nun deyişi ile;
izleyiciler sanatçının ‘’arka bahçe’’ sine misafir olacak ve onun oynadığı oyunu farkedebilenler bu resimlerin önünde
daha uzun bir zaman geçirmek durumunda kalacaklardır… ‘’Uzaktan boya kütleleri halinde algıladığımız, kendi
içlerinde yoğunlaşıp seyrelen o kütleler, ortaya bazı “öyküsellikler” çıkartsa da göreceğimiz şeyler bunlar değildir;
bunların nasıl şaşırtıcı bir teknikle meydana getirildiğidir: Birbirlerini tamamlayarak zengin etkiler yaratan kâğıt
parçaları… Bunlardan oluşmuş geniş lekeler… Kimi yerlerde saydamlaşan, kimi yerlerde yoğunlaşan alanlar…
Bu etkiler, kabaca bir bakışla boyayı andırsa da bir “kolaj mantığı” taşımaktadır. Dikkatli bir izleyici bundan böyle,
o resimlerin hangi öyküleri anlattığına değil de “nasıl” anlattığına bakacaktır.’’

Buket Güreli’nin “Arka Bahçe”si Üzerine
Emre Zeytinoğlu
Bir resim bize ne anlatır? Belki ilk bakışta birtakım olaylar, durumlar, kişiler, doğa parçaları, mekânlar vb… Sonra
bunlar hakkında oluşturulmuş biçimlerin birbirleriyle kurdukları ilişkiler… Tüm bunlardan da bir duygu çıkartmamızı
ister resim… Basitçe öne sürülmüş gibi görülen bu tanım, aslında resmin derinine açılan, giderek onun yapısını
belirleyen bir yolun da işaretidir; resimdeki “şey”lerin bir araya gelişlerinin her defasında başka bir algısı ve dolayısıyla
başka bir duygusu oluşur. Açıkçası burada bir kompozisyondan söz ediyoruz. Başka türlü söylemek gerekirse,
estetikten söz ediyoruz; “şey”lerin önemsizleştiği, onların salt “resim” olduğu bir durumdan…

Yalnızca resmin değil, tüm sanatların tanımıdır kompozisyon. Ve bir kompozisyon farklı algılar yaratmak, bunun
uzantısında da farklı duygular açığa çıkartmak adına oluşturulmuş bir ilişkiler yumağı sunar. Eğer bir kompozisyonun
işlevi “estetik” sözcüğü ile aynı anlamda anılıyorsa, sırtımızı dayadığımız şu referans bize güven sağlayacaktır:
Yunanlılar “estetik” sözcüğünü beş duyu ile “algılamak” anlamında kullanırlardı, ama aynı zamanda da bu algının
doğurduğu “duygular” için de kullanırlardı. O halde bir kompozisyonun estetik niteliğinden konu açıyorsak, bir yandan
da onun ilişkiler yumağı haline gelip alışılmamış algılar ve alışılmamış duygular yaratma yetisinden de konu açıyoruz.
Ve o halde estetik bir kompozisyon, algıları esnetmekte ve daha önce hiç deneyimlenmemiş duyguları da var etmekte
gecikmeyecektir. İşte bu yazının hemen girişinde sorduğumuz soru, yanıtını buluverir: Bir resim bizde derinleşen
duygulara yol açar; kendi içimizde bir seyahate çıkmak, tuhaf deneyimlere ve duygulara yuvarlanmaktır bir resim…
Demek ki resim, içine topladığı her tür algı malzemesinin bileşikleri ile sunulan bir şey olmalıdır; kompozisyon ise o
bileşiklerin bütünü halinde, herkese açılmış davetkâr bir “ön bahçe”dir. Evet, hiç kuşku yoktur ki bu sunulan “ön
bahçe”, algı malzemelerinin bileşikleriyle oluşturulmuştur; hatta Gilles Deleuze ve Felix Guattari “Felsefe Nedir?” adlı
kitaplarında, çok kesin biçimde şöyle yazmışlardır: “Kompozisyon, yine kompozisyon, bu sanatın tek tanımıdır.
Kompozisyon estetiktir ve bileşiklerle oluşturulmamış şey bir sanat yapıtı değildir.” İki yazarın tümceleri bir an içimizi
rahatlatır; estetiği ve kompozisyonu bir arada düşündüğümüzde, kendimizi bir resmin gizemini çözüvermiş gibi
hissederiz. Bu olabilir.






ADA SANAT Galerisi

İstiklal Cad. Aznavur Pasajı No:108 Kat:9 Galatasaray İstanbul
Tel.: +90 212 245 56 23
Tel.: +90 212 245 35 03