TURGUT MİNEZ
resim sergisi
2 - 22 Ocak 2016
basın bülteni / röportaj
Bu ayki röportajımızı Türk
resminin önemli isimlerinden Neş'e Erdok ile gerçekleştirdik. Evin Sanat
Galerisi'nde
görüştüğümüz, sanat
hayatında elli yılı geride bırakan sanatçı ile çocukluk yıllarından,
Akademi'deki öğrencilik
dönemine, yurt dışında
geçirdiği yıllardan, eğitimcilik hayatına uzanan bir söyleşi yaptık.
Çoçukken ağabeyiniz resim yaparmış, siz de onun
boyalarını alıp bir şeyler çizmeye çalışırmışsınız.
Resim yeteneğinizin ne zaman farkına vardınız ve
ressam olmaya nasıl karar verdiniz?
Aslında çocukken aile içinde
resim yeteneğimin hiç farkına varılmadı. Hatta ilkokuldayken okulda resim
dersinde, verilen
konuların insanlarını ben
çizerdim ama at arabasını yanımdaki arkadaşıma çizdirirdim. Resim
çizebildiğimin farkında
değildim. Çok daha sonra,
ben ortaokuldayken ağabeyim lisedeydi ve resme çok meraklıydı. Bedri Rahmi’nin
eserlerini
gazetelerden, dergilerden
izler onlara bakarak resimler yapardı. Ben de onu seyrederdim. Bir iki kere de
onun yarım
kalmış boya tüplerini alıp
küçük natürmortlar yapmıştım.
Sonra biz Erzincan’dayken,
ortaokulumuza gelen Güzel Sanatlar Akademisi mezunu öğretmenimiz Turgut Minez,
sınıftaki herkese bir şeyler
çizdirdi. O çizimlere bakarak herhalde benim daha iyisini yapabileceğimi
düşündü ve tabure
üzerine önlüklü, örgülü
saçlı bir kızı oturtarak “Hadi çiz bakalım” dedi. Hayatımda ilk kez karşıma
biri oturtularak resmini
yapmam isteniyordu ama ben
çizdim ve resim yeteneğim böylece ortaya çıktı.
Turgut Minez çok ilgili bir
öğretmendi, çarşamba öğleden sonraları toplanan bir resim kolu kurdu. Oraya
saksılar,
çiçekler getirerek bizi
ayrıca çalıştırıyordu. Yarışmalar düzenliyor, ödül olarak dolma kalem veriyor,
teşvik ediyordu.
Bana da sürekli “Bak! Liseyi
bitirdikten sonra Güzel Sanatlar Akademisi'ne mutlaka git” şeklinde tavsiyede
bulunuyordu.
BAKRAÇ Sanat Galerisi
Sinan Ercan Sk. 38 Öztor
Sitesi B Blok, Kozyatağı – İstanbul
Tel.& Fax: +90 216 410
91 97