I Walk The Line
2 – 25 Mayıs 2014
basın bülteni
Nihal Martlı C.A.M.
Galeri’ deki beşinci kişisel sergisinde resimsel yolculuğu boyunca ele aldığı
kadın karakterlerini
yeni bir algıyla yorumluyor.
Eserlerinde genelde
bir kadın kahramanı, ruh halini yansıtacak bir atmosferde
ya da boşlukta anlam
örüntüleriyle betimleyen sanatçı, bu sergide yer alan resimlerde ise,
hep aradığı derin anlamın kontrastını
oluşturacak bir yapı, bir tür duygudan sıyrılma,
apathy*
arayışına girerek, yıllardır resimlerinin ana konusunu teşkil eden
‘kadın’ı idealize ediyor.
Willendorf Venüsü ile
aramızdaki otuzbin yıl boyunca sanatçıların tercih ettiği bir konu olan
kadın bedeni, 19. yüzyılın son on yılından
itibaren feminenliğin kaynağının,
çekiciliğin ve erotizmin, döneminin zevkine
uyarlanmış sembolü olarak betimlenmiştir.
Söz konusu kadın
temsillerini sıklıkla resimlerine taşıyan Nihal Martlı da yeni işlerinde
bir tür renklilik arayışına ve yarattığı kadın
kahramanları idealize etmeye yöneliyor.
Kişisel
mitolojilerini “ideal” bir kadın portresini betimleyen,
her şeyden özgürleşmiş seksi ama namuslu;
bayağı olmadan kışkırtan Pin-up kadını ruhuyla
bağdaştırıyor.
Zaman zaman Sanat
Tarihiyle ve geçmişteki üretimleriyle diyaloğa giren sanatçının işlerinde,
mekana ya da ruh
haline işaret eden benzer motiflerin (hayvan figürleri,
eski model araba,
banyo küveti gibi) yıllar içerisinde degişerek
kendilerini
göstermeleri söz konusu.
Bir önceki sergisi
“Romantique” de, Belle Époque’a ve romantizmin büyüsüne göz kırpan sanatçı
yeni sergisinde, insan figürlerine eşlik eden
bitki, hayvan, natürmort
ve nostaljik obje
temsilleriyle izleyiciyi
1930’lar ver 70’ler
arasındaki renkli döneme götürüyor.
* Apathy sözcüğü ,
duygu, acı anlamına gelen pathos
sözcüğünün başına olumsuzluk anlamı katan
a’nın getirilmasiyle üretilmiştir.
May’e göre duygusuzluk
dünyanın baskısı altında kişinin içe dönmek zorunda kalmasıyla gündeme
gelir.
Bununla birlikte,
duygusuzluğu modern çağda yaşamanın zorunlu sonucu olarak görüp,
bu durumu trajik bir paradoks olarak niteler :
“Bir çeşit duygusuzlukla
kendimizi korumalıyız,” der.
Duygusuzluk bir havlu atma, es koyma, geçici bir pes etme gibi
görüldüğünde,
“insan en büyük iflası içinde tekrar bir şey yapabilecek duruma gelene
kadar
kişiliği koruyan bir mucizedir”
. (Rollo May, Yaratma Cesareti, 1975)
Şair Nedim Cad.
No:25A, Akaretler, İst.
Tel: +90 212 245 79
75