22 Temmuz 2013

C.A.M. Galeri / Akaretler – Bunu Ben de Yaparım // I can do this as well



Bunu Ben de Yaparım

Murat Germen,
Aras Seddigh,  Sevim Sancaktar,
Mehmet Ali Boran,
Fatih Tan ve Burcu Yağcıoğlu

küratör:

Emre Zeytinoğlu

12-30 Eylül 2013

basın bülteni

C.A.M. Galeri, Akaretler 12-30 Eylül tarihleri arasında Murat Germen, Aras Seddigh, Sevim Sancaktar, Mehmet Ali Boran, Fatih Tan ve Burcu Yağcıoğlu' nun katıldığı, küratörlüğünü Emre Zeytinoğlu'nun üstlendiği  “Bunu Ben de Yaparım” adlı bir sergiyi izleyicilere sunuyor.
“Bunu ben de yaparım” tümcesi, elbette bir küçümsemeyi ya da bir önemsizleştirmeyi işaret eden bir dil klişesidir. Bu tümceyi kullanan kişinin bir “şey”e yönelik aşağılayıcı tavrı, ona bu dil klişesini kullanmak adına bir olanak verir. O “şey” duygusal incelik, derin bilgi, yetenek ya da deneyim vb. gerektiren bir nitelikten o kadar uzaktır ki kişi bunu söylemeden duramaz. Bununla birlikte kişi, bu tümce sırasında şunu da vurgulamış olur: Demek ki o “şey”, onun karşısına iddialı bir biçimde çıkmış (ya da çıkartılmış), meşruluğunu çoktan, tartışılmaz olarak ilân etmiştir. Kişinin tümcesi, bir karşı-iddiadır.
Bir “şey”i küçümsemek ya da önemsizleştirmek için, ayrıca ona karşı bir iddia geliştirebilmek için, o “şey”in peşinen bu meşruluk iddiasını üstlenmesi gerekir. Çünkü aksi halde, böyle bir iddia taşımayan bir “şey” hakkında “bunu ben de yaparım” tümcesini kullanmanın bir anlamı yoktur. Sanatın en ilginç değişim süreçleri “bunu ben de yaparım” tümcesinin ardından, uygulamaya geçildiği anlarda gerçekleşmiştir; tasarım, mimari, felsefe ve hatta siyaset de böyledir. Bu süreç madem ki meşruluklara karşı, alanın dışından ve kişinin tüm yetersizlikleri çerçevesinde bir karşı-iddiadır, vahşi bir saldırıdır; o halde devreye girecek olan, meşruluk taşımayan, ama tam anlamıyla o “şey” ile ilgili bir yeniden-yapımdır: Artık o “şey” olmayan, ama tam da o “şey” ile ilgili yeni bir “şey”: Sanat olmaksızın sanat, tasarım olmaksızın tasarım, mimari olmaksızın mimari, felsefe olmaksızın felsefe, siyaset olmaksızın siyaset…
Tarihte sanat, tasarım, mimari ve felsefe sayılmayan pek çok şeyin, süreçler boyunca meşruluklardan kurtulma yönünde kat ettiği yolları, metinler apaçık biçimde ortaya koyuyor. Siyaset örneği ise pratiğin en belirgin haliyle bugün karşımızda durmakta: “Apolitik gençliğin-politiği”… Tüm bunların, “bunu ben de yaparım” tümcesinden hemen sonra doğduğundan ve “eski”yi (kanonları, azizleri ve onların taşlaşmış meşruluklarını) açmaza düşüren farklı bir “kişisel dil” taşıdığından hiç kimse şüphe duymasın; ömürleri ise bir başkasının “bunu ben de yaparım” tümcesini kullanıncaya kadar sürecek.



I can do this as well

Murat Germen,
Aras Seddigh,  Sevim Sancaktar,
Mehmet Ali Boran,
Fatih Tan ve Burcu Yağcıoğlu

küratör:

Emre Zeytinoğlu

September 12th – 30th  2013

press release

C.A.M. Gallery will be hosting the exhibition called “I Can Do This As Well” between September 12th-30th, curated by Emre Zeytinoğlu with participating artists  Murat Germen, Aras Seddigh, Sevim Sancaktar, Mehmet Ali Boran, Fatih Tan and Burcu Yağcıoğlu.

Obviously, “I can do this as well” is a cliché that signifies a certain underestimation or disdain. The derogatory attitude of the user of this phrase towards a “thing”, bestows him/her the possibility to employ this linguistic cliché. This “thing” is so far from a quality that requires sentimental finesse, profound knowledge, talent or experience that the individual cannot help but utter this phrase. Meanwhile, the individual also underlines this: This “thing” has confronted the individual (or made to confront him/her) boldly, proclaiming its legitimacy indisputably. The individual’s phrase is a counter-proclamation.

In order to despise or devalue a “thing” and to develop a counter-argument, that “thing” must first adopt a claim of legitimacy. Otherwise, it is meaningless to employ the phrase “I can do this as well” against a “thing” that does not carry such a claim. The most interesting processes of change in arts occurred through moments of action in the wake of the use of this phrase; it is as such in design, architecture, philosophy and even politics. If this process is against legitimacies, outside of space, within the frame of all the shortcomings of the individual, and if it is a vicious assault; then what comes into play is a re-creation that is non-legitimate but concerned fully with that “thing”: A new “thing” that is no longer the same but completely related to it: Art without art, design without design, architecture without architecture, philosophy without philosophy, politics without politics…

Texts explicitly display the paths trodden by many things that were not considered art, design, architecture and philosophy throughout history, trying to shed legitimacies. An example in politics stands before us with utmost clarity: “Politics of an apolitical youth”… Let us have no doubt that all this happened right after the utterance of “I can do this as well” and that it drove the “old” (canons, saints and their petrified legitimacies) into a stalemate; its life will last until somebody else says “I can do this as well”.

C.A.M. Galeri / Akaretler

Şair Nedim Cad. No:25A, Akaretler, İst.

Tel: +90 212 245 79 75