ENDÜSTRİYEL TASARIMIN BİR MİLLİ MESELE OLARAK ELE ALINMASI VE BİR MİLLİ POLİTİKA İLE DESTEKLENMESİ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM.
29 Haziran Dünya Endüstriyel Tasarım Günü (WIDD) ve ETMK'nın faaliyetlerine yönelik, ETMK İstanbul Şubesi Başkanı Özlem Devrim ile söyleşi gerçekleştirdik.
ICSID (International Council of Societies of Industrial
Design) kuruluş günü olan 29 Haziran'ı, 2008'de 50. yılına girdiğinde, Dünya
Endüstriyel Tasarım Günü (World Industrial Design Day) olarak kutlama kararı
aldı. O günden beri birçok ülkede çeşitli tasarım etkinlikleri ile kutlanmakta
olan Dünya Endüstriyel Tasarım Günü bu yıl dönümü ile dördüncü kez kutlanacak.
Dünya Endüstriyel Tasarım Günü (WIDD) ve ETMK'nın bu
kutlamalara bakış açısı üzerine, ETMK İstanbul Şubesi Başkanı Özlem Devrim ile
söyleşi yaptık.
Mezuniyetinden bu yana 15 yıldır süregelen profesyonel iş
hayatının yanı sıra ETMK İstanbul Şube Başkanlığı görevini de 2010 yılı Şubat
ayında yüklenmiş olan Devrim, iki üniversitede yarı zamanlı öğretim üyeliği
yaparken, mezun olduğu üniversitede de master çalışmalarına devam ediyor.
Uzmanlık konusu olarak seçtiği "trend yönetimi"
üzerine araştırma ve çalışmalarına devam ederken, davet edildiği birçok
üniversitede stratejik tasarım yönetimi, trend yönetimi, ürün-marka kimliği
tasarımı ve benzer konularda sunumlara ve derslere de giriyor.
Derya Yazman: Öncelikle Endüstriyel Tasarımcılar Meslek
Kuruluşu hakkında bilgi verebilir misiniz? Amaç ve çalışmalarından kısaca
bahsedebilir misiniz?
Özlem Devrim: ETMK, 1980 yılında Ankara'da, ODTÜ mezunu bir
grup endüstriyel tasarımcı tarafından kurulmuş mesleki bir dernektir.
Endüstriyel tasarım eğitiminin ülke çapında yaygınlaşmasına paralel olarak
bugün, merkez Ankara ile İstanbul ve İzmir şubeleri şeklindeki yapılanmasında
350'ye yakın aktif üyesi vardır.
Dernek olarak temel hedefimiz (meslektaşlar olarak hepimizin
ortak dileği, ortak amacımız) mesleğimizi, toplumun üretici ve tüketicileri ile
her kesimine layıkıyla tanıtabilmektir. Bu bağlamda, endüstriyel bir ürüne en
yüksek katma değeri, sadece ve sadece "endüstriyel tasarım"ın
katabileceği bilincini toplumun her kesimine kabul ettirebilmek bizim dernekçe
en temel uğraşımızdır.
Ben, kişisel olarak, endüstriyel tasarımın bir milli mesele
olarak ele alınması ve bir milli politika ile desteklenmesi gerektiğine de
inanıyorum. Özgün mühendislik çözümlerini içeren bir ürünün dünya piyasalarında
müşteri bulabilmesi için, mutlak surette bir endüstriyel tasarımcının elinde
şekillenmesi gerektiğini düşünüyorum. Geleneklerimizin, kültürümüzün,
inançlarımızın ışığında endüstriyel tasarımcılarımız tarafından
şekillendirilmiş her türlü mühendislik çözümlerimizin, ülkemize çok büyük katma
değerler kazandıracağı günleri umutla bekliyor ve bunun için çalışıyorum.
ETMK olarak, kurumsal anlamda, mesleki haklarımızı ve
yetkilerimizi oluşturmak ve korumak, meslektaşlar arası iletişim ve dayanışmayı
güçlendirmek, ilgili kuruluşlarla meslektaşlarımız arasında köprü vazifesi
görmek gibi konularda faaliyet gösteriyoruz.
Mesleki anlamda ulusal sınırlarımız içinde tek dernek olan,
1980 doğumlu ETMK'nın İstanbul Şubesi, 1998 yılında faaliyete geçti. Bu yıl,
2011 yılının Mart ayında açılan İzmir Şubemiz ile birlikte daha da güçlenen
derneğimiz, önümüzdeki yıllarda şubelerini arttırmak ve
mesleğimizin/meslektaşlarımızın temsiliyetini daha da genişletebilmek/arttırabilmek
amacı ve görevi ile yüklüdür.
DY: Türkiye'deki "endüstriyel tasarım" konusundaki
gelişmeleri ve önemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
ÖD: Evinde ekmek makinası olanların bile "Acaba bir
ekmek nasıl inovatif olabilir?" diye çeşitli un ve katkı malzemeleri
karışımlarını denediği bir çağda yaşıyoruz. Ev kadınlarının bile akşam yemeğine
çorba hazırlarken "Bu çorba kendi farkındalığını yaratacak mı?" diye
abartılı bir uğraş içine girdiklerini gözlemliyoruz. Eğer mutfakta biz varsak,
bunu zaten biz, kendimiz her an yaşıyoruz.
Özel hayatın böyle olduğu bir çağda iş dünyası da bu akımdan
kurtulamıyor. Bütün şirketlere "inovatif" ve "farklı"
olmaları gerektiği söyleniyor. Kitaplar, seminerler, kongreler ve benzer bir
çok etkinliklerle şirket yapılanmalarına "inovasyon" ve
"farkındalık" getirebilecek çeşitli yollar, usul ve yöntemler
öğütleniyor. Fakat bu kavramların içerikleri, adeta birer sihirli asa imişler
gibi hep anlaşılmaz kalıyor. Piyasadaki örnekleri ile gerekliliği ve getirisi
ispatlanabiliyor fakat nasıl olabileceği öğretilemiyor. Çünkü böyle bir öğreti,
her değişkende işleyen ortak ve kesin bir yol/yöntem yok.
Ekmek bilindik, çorba bilindik ise, nerede ve nasıl
yapıldıklarının bir önemi yok. Asırlardır yenilen ve damak tadımızda değişmez
bir asgari farkındalık yaratmış olan bir çorbaya, (örneğin) şeker katmanın
"inovatif olamayacağı" ve "farklılık yaratamayacağı"
gerçeği ile yüzleşmek, çoğu üreticiyi bildiği en kolay yola, yani kopyacılığa
geri döndürüyor. Bildik, asırlardır bilinen bir çorbanın, yepyeni bir tabakta
sunulması da bir "inovasyon" değildir ama çaresiz kalan üretici,
bunun (farkındalık yaratmanın) böyle olduğunu zannedip yanılabiliyor da. İşte
burada temel sorun ortaya çıkıyor: Bildik bir çorbayı farklı bir tabakta
sunmak, salt kozmetik bir farklılıktır, salt sanatsal bir farklılıktır yani
zarf değişmiştir ama içeriği aynıdır. Bilinen içeriğine, geleneksel tadına
şeker katmanın ya da tabağı değiştirmenin de bir yararı yok. Oysa ki
endüstriyel anlamda "inovatif" olmak, endüstriyel anlamda
"farkılılık yaratmak" bambaşka bir şeydir. Bu kavramların içeriğinde,
yepyeni bir mühendislik çözümünün yepyeni bir kabukta sunulması olayı vardır.
İşte burada temel çözüm, sadece ve sadece mühendis ile endüstriyel tasarımcının
el ele, kol kola birlikte çalışması ile ortaya çıkabilir ve burada en önemli
husus, endüstriyel tasarımcının, çorbanın tabağını değiştirmekten yani salt bir
sanatçı olmaktan çok daha ötelerde bir fonksiyon yüklenmiş olmasıdır. Bu
söyleşiyi çok kısa tutabilmek açısından verebileceğim en güzel örnek, nano
teknolojinin en verimli şekilde bu yöntemle (bu iş birliği ile) yerli sanayimiz
tarafından kullanılmaya başlanması gerektiğine olan inancımdır.
DY: Mesleğiniz disiplinlerarası dayanışmayı gerektiren bir
dizi faaliyeti içeriyor. Meslekler arası faaliyet sınırları konusunda
sıkıntılar yaşanıyor mu?
ÖD: Endüstri Ürünleri Tasarımı eğitimi veren okullar ve gün
geçtikçe artan mezunlarının bu kadar çok olmadığı yıllarda, mesleğin de
bilinmezliği nedeniyle ülkemizde bir alan kayması/karmaşası yaşanıyordu. Kopya
edilen formları bir yana bırakırsak, özgün ürünlerde endüstriyel tasarımcılığı
öncelikle mühendisler ve kalıp tasarımcıları, sonrasında da mimarlar yapıyordu.
Günümüzde artık bu alanların sınırlarının belirlendiği söylenebilir. Patronlar,
tasarım yapmaktan tamamen vazgeçtiler ve mühendislerimiz ile endüstriyel
tasarımcılarımız artık birlikte çalışıyorlar. Endüstriyel tasarımın yükselen
bir değer olması ve ürünün satışlarındaki en temel belirleyici olduğunun
anlaşılması ve kabul edilmesi ile birlikte, bu alana girmek de başlıbaşına bir
sorumluluğu yüklenmek anlamına geliyor artık. Endüstriyel tasarımın cazibesi
ile yaydığı çekim gücü, bu alana girmek isteyen diğer alan uzmanlarını ciddi
şekilde bir risk analizi /maliyet muhasebesi yapmaya mecbur bırakıyor. Elbette
günümüzde de bir mimar, bir modacı, bir mühendis ve hatta bir patron bile
endüstriyel tasarım yapabiliyor. Fakat eskisi gibi "Ben yaptım oldu"
rahatlığı yok artık. Günümüzde "kalıpçı-mühendis-endüstriyel
tasarımcı" üçlemesindeki sınırlar artık kesin çizgilerle belirlenmiş
durumda. Fakat globalleşen dünyamızda işveren Fransa'da, mühendis Almanya'da,
endüstriyel tasarımcı Türkiye'de ve kalıpçı Çin'de olabiliyor. Disiplinler
arası ilişkiler, globalleşen dünya ile birlikte bir sisteme / disiplene kavuştu
da diyebiliriz.
DY: Kuruluşunuzun tasarım alanına önemli katkıları var.
Birçok sergi, toplantı ve yarışma gibi etkinliklere ev sahipliği yapıyorsunuz.
Tüm bu aktivitelere yönelik katılım ve ilgiyi nasıl buluyorsunuz?
ÖD: ETMK başlangıcından bugüne ulusal ve uluslararası
arenada ses getiren birçok sergi açtı. Ülkemizde endüstriyel tasarımın salt bir
sanat dalı olmadığını, bu sergilerle üretici ile tüketiciye göstermeye
çalışırken yurt dışında, bu alanda var olduğumuzu ispatlamak çabası ile hemen
her etkinlikte yer aldı.
Her fırsatta ve her gerektiğinde, panel/ konferans/
workshop/ seminer vb etkinlikler düzenliyor veya katkıda bulunuyoruz. Rutin
devam edenler yanında her yıl yeni bağlantıları derneğe kazandırarak yurt dışı
ile iletişim ağımızı genişletiyoruz ve mesleki açıdan bütün dünyayı takip
etmeye çalışıyoruz.
ETMK geçmişten günümüze kadar düzenlediği ve destekçisi
olduğu bütün yarışmalara mesleki hassasiyetle yaklaştı ve bu yaklaşımını
piyasanın bütün oyuncularına kabul ettirebilmek adına ciddi bir çaba harcadı ve
harcıyor. Amacımız, meslek alanımızda yapılacak bütün yarışmaların
organizasyonunda etkin rol almak ve yarışma şartnamelerini mutlak surette
mesleki disiplinimize yaraşır şekilde tek elden, dernekçe düzenlemektir.
Üniversite sayılarındaki artışla bağlantılı olarak
Endüstriyel Tasarım bölümlerinin ve öğrencilerinin, doğal olarak mezunlarının
artışını izliyoruz. Ekonomik yönü bir yana artan endüstriyel tasarımcı
sayılarının da tetiklediği yarışma eğilimi gün geçtikçe artıyor. Değişik
sektörlerden değişik temalar ile açılan bu yarışmalarda sistemli ve mantıklı
bir yapılandırma olmasını, düzenleyici ya da destekçisi isek, özellikle ETMK
olarak biz istiyoruz. Bu sebeple, dernek içinde bu sistemi oluşturmak amaçlı
bir "yarışma komisyonu"muz var. Bu komisyon ile yarışmaları bir
sistem üzerinde geliştirmenin yanı sıra yarışmalara duyulan bu yoğun ilginin
"yarışma enflasyonu" haline gelmemesi için gerekli önlemleri de
almaya çalışıyoruz.
Tüm bu etkinliklerin amacı, halka, sanayiciye, kobiye,
öğrenciye kısaca toplumun çeşitli kesimlerine ulaşmak. Dikkat edilmesi gereken
yegane konu ise, "halk" diye genellemek istediğim hedef kitlenin
hafta sonu AVM'lere alternatif olarak gideceği "eğlenceli sergiler"
yaratmak yerine, mesajının doğru yazıldığı, ciddiyeti negatif anlamda
sorgulanmayan, sahiplenilecek kadar samimi ve gerçek işler yapmak.
DY: 29 Haziran Dünya Tasarım Günü hakkında ne gibi konuları
ele almayı planlıyorsunuz? Ne tür aktiviteler gerçekleştireceksiniz?
ÖD: ICSID tarafından 2008 yılında ilan edilen Dünya Tasarım
Günü, ETMK tarafından da her yıl kutlanıyor. Bu yıl da bu önemli günü tüm
meslektaşlarımızla birlikte bir kokteyl ile kutlayacağız. Kokteylimiz, içinde
bizim de irtibat büromuzun olduğu, Kadıköy'deki önemli bir tasarım mekanı olan
Tasarımparkı'nda gerçekleşecek. Amacını "Türkiye'deki tasarım ortamına
katkıda bulunmak" olarak tanımlayan ve bu doğrultuda çeşitli etkinlikler
düzenleyen Tasarımparkı ile iş birliğiyle gerçekleştireceğimiz bu kokteylde meslektaşlarımız,
misafirlerimiz ve sponsorlarımızla birlikte olacağız. Tasarımpark'ı alanında
başlayacak etkinliğimiz, ana sponsorumuz Kadıköy Belediyesi izni ile Yoğurtçu
Parkı'nda devam edecek. Kişisel dileğim, 29 Haziran'ı sadece bir gün olarak
kutlamak değil, tasarım günleri ya da haftası şeklinde görmektir. Umarım ETMK,
üyelerinin desteğiyle bunu gerçekleştirebilir. Zira mevcut haliyle bu etkinlik
sadece 29 Haziran ile kısıtlı, dar kapsamlı bir kutlama, gönül hoşluğu ile
geçip gidiyor. Oysa ki ben bu günü, çoğu arkadaşım gibi, mesleğin geleceğinin
konuşulduğu, geçmişinin tartışıldığı, deneyimlerin paylaşıldığı, kişilere katma
değer sağlayacak irili ufaklı aksiyonların yapılacağı birkaç gün ya da en
güzeli bir hafta olabilmesi şeklinde düşlüyorum...neden olmasın!..
ETMK İstanbul Şubesi olarak Türk Tasarımı'nın gelişimine
katkıda bulunabilecek çok güçlü projeler hazırlığı içindeyiz. 29 Haziran Dünya
Tasarım Günü'nde üyelerimize bu projelerden birinin müjdesini de vereceğiz.
Mesleğin güçlenmesi adına, dayanışma ve birlik içinde
olabilme adına, meslektaşlarımızla ETMK çatısının altında hep birlikte olmak
istiyoruz. Türk tasarımının hakkettiği kimliği kazanması ve sanayimize tam
destek verebilmesi adına başlattığımız çalışmaları güç birliği içinde
yürütebilmek için bütün endüstriyel tasarımcıları ETMK'ya üye olmaya davet
ediyorum.
Tüm meslektaşlarımızı 29 Haziran Dünya Tasarım Günü'nde ETMK
ailesiyle buluşmaya davet ediyorum.